30 Ekim 2014 Perşembe

İKİ ODALI KERPİÇ EVDEN ÇANKAYA KÖŞKÜNE; NACİ AKIN, SÜLEYMAN DEMİREL DEMOKRASİ VE KALKINMA MÜZESİ VE KÜLLİYESİ MUHTEŞEM BİR TÖRENLE AÇILDI

NACİ AKIN

NACİ AKIN

İKİ ODALI KERPİÇ EVDEN ÇANKAYA KÖŞKÜNE

SÜLEYMAN DEMİREL DEMOKRASİ VE KALKINMA MÜZESİ VE KÜLLİYESİ MUHTEŞEM BİR TÖRENLE AÇILDI

Geçen yıl Nazmiye Demirel Hanımefendinin cenaze merasimi için İslamköye gittiğimizde yapımı henüz tamamlanmamış olan Demirel Külliyesinin açık bölümlerini gezme fırsatı bulmuş ve özellikle de Demokrasi ve Kalkınma Müzesine hayran kalmıştım. Burası müze olmaktan öte adeta Türkiye’de demokrasi tarihini ve kalkınma hamlelerini örnekleri ile anlatan bir araştırma merkezi gibi. Ömrünün 60 yılını bürokrat ve devlet adamı olarak millet ve devlet hizmetine adayan Demirel’in de hayatının o bölümünün hikayesi sanki. Dünyada bu müzenin benzeri yok, varsa da ben bilmiyorum.

Dile kolay, 14 Kasım 1976 günü AP Gençlik Teşkilatı Genel İdare Kurulu üyeliğine seçildiğim günden, Demirel’in Çankaya’ya çıktığı güne kadar o müzede sergilenen birçok eserin açılışında veya temel atmasında, Demirel’in içinde olduğu birçok hadisede, Demirel’in yanında bulunmuş ve yaşananlara bizzat tanıklık etmiştim. Çankaya günlerinde dahi Sayın Cumhurbaşkanının görev bölgemdeki faaliyetlerine katılma fırsatı bulmuş, bir kez de Slovenya resmi ziyaretinde de resmi heyette yer almıştım. Müzeyi gezerken o anları yeniden yaşamış gurur ve heyecan duymuştum.Ekran Resmi 2014-10-30 13.55.47

Hiç unutmam Demirel’in yasaklı dönemiydi ama yasak tanımıyor Anadolu’yu karış, karış geziyorduk. Erzurum, Kars seyahatimizde Kars Tuzluca’ya (Şimdi Iğdır’a bağlı) geldik. Demirel, karşıda görünen Ermenistan köylerini işaret ediyor “Ben Tuzluca’ya ilk geldiğimde benim vatandaşım, ışıl ışıl yanan Sovyet köylerine bakıyor onlara gıpta ediyordu. Burayı biz aydınlattık, elektriğe, ışığa, medeniyete kavuşturduk. Bugün artık medeniyete kavuştuysanız, Rus köylerine imrenmiyorsanız, bu demokrasinin sayesindedir. Demokrasiye sahip çıkınız, bize sahip çıkınız” diyordu.

Bir başka hadise de Demirel’in Külliyenin açılış töreninde de değindiği Harranlı ihtiyarla diyaloğudur. Demirel’in 80 öncesinde temelini attığı GAP projesinin en önemli ayağı Urfa tünellerinin açılışı da gene kendisine nasip olmuştu. Atatürk Barajının suyu 26 km uzunluğundaki iki adet tünelle susuzluktan çatlayan Harran ovasına akacak toprağa bereket getirecekti. Alanında dünyanın en büyük projesiydi. Demirel bu projeyi başlattığında muhalifleri hayal peşinde koştuğunu iddia ediyor yerden yere vuruyordu. 12 Eylül darbesine rağmen o hayal gerçek oldu ve o gün Urfa’da bayram vardı. Onbinler, kapaklar açılıp su akmaya başlayınca zılgıtlarıyla, yeri göğü inletiyor, Demirel’e ve devletine minnet ve şükran duygularıyla sadakatini sunuyordu. Harran ovasına onlarca aşiret çadırı kuruldu, bir taraftan davullar çalıyor, zılgıtlar çekiliyor diğer taraftan binlerce Urfalı, Harranlı çadırlarda kurulan sofralarda devlet millet kucaklaşmasının en güzel örneğini veriyordu. Harranlı bir ihtiyar Demirel’e yaklaşarak “Siz dağları değil çağları deldiniz” diyordu. Gerçekten de o eser Türkiye’de değil dünyada çağın en büyük eseriydi ve mimarı da Süleyman Demireldi.

1(885)

Süleyman Demirel ve Şevket Demirel imzasını taşıyan Külliyenin açılış töreni davetiyesini aldığımda o günler geldi hemen aklıma. O heyecanla eski dostlarla haberleştik, planlar programlar yapıldı, o gün Türkiye’nin dört bir yanından gelen demokrasi sevdalılarıyla orada buluşma kararı verildi. Cumartesi günü gelen telefon ise mutluluğumu bir kat daha artırdı. Annemin ve benim, Pazar günü sabah Esenboğa’dan kalkacak Isparta uçağında olmamız isteniyordu. Hatırlanmak güzel bir şey, demek ki vefa sadece İstanbul’da bir semt adı değilmiş diye düşündüm.

Uçakta birçok eski dost ile beraberdik. AP Gençlik kollarından bu yana Demirel’i yalnız bırakmamış yaşı ilerlemiş gençler, Demirelli yılların AP ve DYP gruplarında yer alan milletvekilleri, bakanları, bürokratları, DYP kurucuları, hayatta olmayan bazılarının eşleri, bazı CHP ve MHP milletvekilleri, Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve yönetimi ve bir gazeteci ordusuyla beraberdik.ısparta5

Isparta havaalanında bizi yakalarında tören logosu taşıyan gençler karşıladılar, bize tahsis edilen araçlarla eskort eşliğinde İslamköye vardık. İslamköy bayram yeri gibiydi, köyün girişinde Demirel’e kurban edilmek üzere bekleyen iki yavru deve vardı(öğrendim ki Demirel onları bağışlamış) Külliye’nin bulunduğu yere ve tören çadırına geldiğimizde artık otobüslerimizin yürüme imkanı kalmamıştı. Bir sel gibi akan insan topluluğunun arasına karışarak yürüdük.

Çadıra geldiğimizde ayrı bir izdiham yaşanıyordu. Küçük çaplı da olsa protokol krizleri yaşandı. Nedense bizim oryantal davranma tarzımız biraz bile gelişmemiş. Halbuki, katılım teyidi bildirmek telefonla veya mail yoluyla sadece 30 saniye sürer, bu izdiham da yaşanmaz, ama biz kolay yolu seçiyoruz sandalyelerin arkasına yapıştırılan isimleri söküp oturmak daha kolayımıza geliyor. Hele bir de AKP iktidarında artık alıştığımız koruma terörü var ki sormayın. Kulakları telsizli birileri sandalyeleri kapatmışlar, yerler dolu diyorlar biraz zorlayan oldu mu da hemen güç gösterisinde bulunmaya kalkıyorlar, ama orayı dolduran topluluk bunlara alışkın, 12 Eylül dönemlerinde, meydanlar yasaklandığında az mı polis kordonu yarıp geçtiler. Öğreniyoruz ki o yerler bazı AKP milletvekilleri ve beraberindekiler için tutulmuş, devletin polisi ne zamandan beri milletin vekillerine yer tutmak için görevlendiriliyor, o da ayrı bir garabet. Neyse ki aralarında olgun olanları da vardı ki, 89 yaşındaki anneme bir yer gösterdiler bizler de ayakta izleyebildik töreni. CHP Genel Başkan Yardımcısı kadim dostumuz Aytun Çıray, eski yeni birçok milletvekili de ayakta izleyenler arasındaydı. Ayakta kalmayacak durumda olanlar ise çadırın dışında kurulan dev ekranlardan izlemeyi tercih ettiler.ısparta4

Sahnenin ve protokol sıralarının önü ise adeta miting alanı gibiydi, yapılan anonslara rağmen bir türlü boşaltılamadı. Ürdün Prensi Hasan bin Tallal çadıra girişinde izdiham nedeniyle büyük güçlük yaşadı. Başında poşusuyla resmi kıyafetli Çerkes asıllı yaveri büyük bir şaşkınlık içerisinde Prensi kucaklayıp içeri sokmaya çalışıyordu. Demirel’in salona girişi de kalabalığın dağılmasına kadar bekletildi. Diğer yabancı Cumhurbaşkanları ve temsilciler de güçlükle yerlerini alabildiler. Demirel sağında Prens Hasan, solunda Meclis Başkanı Cemil Çiçekle birlikte oturdu. Sağ taraftaki diğer koltuklarda, Kosova Cumhurbaşkanı, Gagavuzya Cumhurbaşkanı, Romanya eski Devlet Başkanı, Azerbaycan Başbakan yardımcısı ve birçok devlet ve Hükümet Başkanlarının özel temsilcileri oturdular. Soldaki koltuklarda ise CHP ve MHP Genel Başkanları, TBMM eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk ve İsmet Sezgin, Necmettin Cevheri, Nahit Menteşe gibi isimler oturdu. Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da bir süre ayakta kaldıktan sonra araya sıkıştırılan bir sandalyeye oturdu. Törende AKP camiasından Meclis Başkanı Cemil Çiçek dışında sadece Köksal Toptan gibi eski AP’lilerle Isparta Milletvekilleri ve Demirel’in kalkınma hamlelerini yürüttüğü dönemde bürokrat kadroda yer alan bazıları katıldılar. Cumhurbaşkanı ve Başbakandan bir mesaj dahi gelmemesi dikkatlerden kaçmadı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Demirel’e övgüler yağdıran, Azerbaycan Türkçesiyle yazılan mektubu ise hem tebessüm ettirdi hem de dakikalarca alkışlandı. Önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de Demirel’i öven mektubu da takdirle karşılandı.

Gözler Hükümet temsilcilerini, halefi Tansu çilleri, kendi camiasından sitem almasına karşın Isparta’da elini kaldırdığı Mesut Yılmaz’ı çok aradı. Kendileri olmadığı gibi ne temsilcileri ne de telgrafları vardı, ama halk oradaydı. Manisa’dan eski Milletvekilleri Halil Yurtseven, Ümit Canuyar ile belediye başkanları Ersan Atılgan ile Zafer Ünal ordaydılar. DYP eski İl Başkanı Halim Sezici ve Menderes’in Işığı Derneği temsilcileri ile birçok vefalı dostları da oradaydılar. Eski Bakanımız Önol Şakar’la da sabah uçakta birlikte geldik.ısparta2

Tören yılların TRT sunucusu kadife sesli Mehpare Çelik’in herkesi duygulandıran açış konuşmasıyla başladı. Ardından sahne alan Muğla Milletvekili ve Türk halk müziği sanatçısı Tolga Çandar’a Harmandalıyla başlayıp, İzmir’in Kavaklarıyla bitirdiği ege türkülerinde kendisine bir de Ege zeybeği eşlik etti. Çandar Demirel’in de çok sevdiği bir Isparta Türküsünü okurken söylediği “ bizde yiğit olana, mert olana, özü, sözü doğru olana, kıvırmayana bir dediğini yarın inkar etmeyene EFE derler, bu türküyü en büyük efeye armağan ediyorum” sözleri ise dakikalarca ayakta alkışlandı. Çandar’ın konserini Demirel’in iki odalı kerpiç evden Çankaya’nın zirvesine çıkış hikayesini ve ülkenin kalkınma hamlelerini konu alan bir sinevizyon gösterisi takip etti. Bu film açılışı yapılan Demokrasi ve Kalkınma Müzesinin de bir özetiydi adeta. Sonrasında ise genç bir yeteneği izledik; Canan Andersen. Andersen İtalya doğumlu, hem ABD hem de Türk vatandaşı, halen İstanbul Belediye Konservatuarı öğrencisi, istikbal vadedenrock kemancısı bir kızımız. Dünya klasikleri, ile Dede Efendiyi rock tarzıyla yorumlayışı da adeta çağdaş Türkiye’nin geldiği noktayı işaret ediyordu. ABD vatandaşı da olmasına rağmen kendisini her zaman Türk olarak hissettiğini söylemesi ise salonu alkışa boğmaya yetti.

Gösterilerin ardından, Vakıf Başkanı Şevket Demirel ile 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in konuşmalarını izledik ve kurdeleler kesilerek Süleyman Demirel Külliyesi resmen açıldı. Bu konuşmaların satır aralarını, o gün oradaki temaslarımız, görüşmelerimiz ve bunlara ilişkin siyasal analizlerimi bir sonraki yazıma bırakıyorum.ısparta3 ısparta1

Bugünü tek bir cümleyle ifade etmek gerekirse;

91. Yılını kutladığımız Cumhuriyetimiz ancak demokrasi ile taçlandığında güzeldir, demokrasiyi sandıktan ibaret sayarak hürriyetleri ve hukuk devleti ilkesini bir tarafa bırakırsanız, ya da sadece laik cumhuriyet ilkesini benimseyip, demokratikliği,  hürriyetleri ve milletin değerlerini rafa kaldırmak isterseniz o zaman ne kalkınmanın ne de refahın kıymeti vardır. Süleyman Demirel bunu bütün yönleriyle başarabilmiş bir liderdir. Allah uzun ömürler versin. Kalın sağlıcakla.141026demirel3

SÜLAYMAN DEMİREL & İKİ ODALI KERPİÇ EVDEN ÇANKAYA KÖŞKÜNE; NACİ AKIN, SÜLEYMAN DEMİREL DEMOKRASİ VE KALKINMA MÜZESİ VE KÜLLİYESİ MUHTEŞEM BİR TÖRENLE AÇILDI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder